ilginç inanç tarzlarıyla diğer insanlarca aforoz edilen Yezidiler
Yezidilik, tarihte Hz. Muhammed'in emriyle babası "El-Hakem ibn-i Ebî el-ʿAs" ile birlikte Mekke'nin güneyindeki Taif kentine sürülen dördüncü Emevî Hâlifesi I. Mervan ile aynı soydan gelen Adi bin Musafir tarafından, Zerdüştlük ilkeleri üzerine kurulan; evrenin ve insanların Azda adında bir tanrının görevlendirmiş olduğu Melek Tavus tarafından yaratıldığına inanan, "Mushafa Reş" ve "Kitab el Celve" adlı kitapları dinî öğretilerinin ana kaynağı olarak kabullenen inanç.
Êzidîtîlik Dîni
"Êzidîtî dinî ", 12. yüzyılda Şeyh Adi bin Musafir tarafından Zerdüştlük, yerel Mezopotamya inançları ile İslâm Sufiliğinin kaynaştırılması neticesinde oluşan bir dinî inanç sistemidir. Bu inançta Yezid bin Muâviye - "Sultân Êzi" (Yerin Nûr’u ve insanlığın sevinci), Adi bin Musafir "mürşid" kabul edilir..
Koyu bir Sünni olan Arap kökenli Şeyh Adi tarafından kurumlaştırılan bu dinde inananların çoğunluğu Kürtçe konuşmakta olup ağırlıklı olarak Irak'ın Musul kentinde yaşamaktadırlar. Bazı araştırmacılara göre Yezidiler, Kürtler tarafından asimile edilmiş Asurilerdir[6] Tarih öncesi dönemlerde, Asurlular da kuş şeklinde simgeleştirdikleri ve kutsal kabul ettikleri bir şeytana tapmaktaydılar
Êzidîtîlik Dîni
"Êzidîtî dinî ", 12. yüzyılda Şeyh Adi bin Musafir tarafından Zerdüştlük, yerel Mezopotamya inançları ile İslâm Sufiliğinin kaynaştırılması neticesinde oluşan bir dinî inanç sistemidir. Bu inançta Yezid bin Muâviye - "Sultân Êzi" (Yerin Nûr’u ve insanlığın sevinci), Adi bin Musafir "mürşid" kabul edilir..
Koyu bir Sünni olan Arap kökenli Şeyh Adi tarafından kurumlaştırılan bu dinde inananların çoğunluğu Kürtçe konuşmakta olup ağırlıklı olarak Irak'ın Musul kentinde yaşamaktadırlar. Bazı araştırmacılara göre Yezidiler, Kürtler tarafından asimile edilmiş Asurilerdir[6] Tarih öncesi dönemlerde, Asurlular da kuş şeklinde simgeleştirdikleri ve kutsal kabul ettikleri bir şeytana tapmaktaydılar
Suriye, Türkiye, İran, Gürcistan ve Ermenistan'da da cemaatleri bulunan Yezîdîler'in bugünkü toplam sayısının 1,000,000 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bazı bilimsel araştırmalar ise Yezîdîler'in nüfusunun çok daha fazla olduğu yönündedir. Ayrıca başta Almanya ve İsveç olmak üzere Avrupa ülkelerinde de birçok göçmen Yezîdî yaşamaktadır.
1970'li yıllara kadar özellikle Urfa-Viranşehir'de yoğun olarak yaşayan ve sayıları 80.000'i bulan Türkiye Yezîdîleri, 1980'lerle beraber yurtdışına göç etmeye başlamışlardır. 1985 yılında 23.000'e inen sayıları, 2007 yılında 377'ye kadar (Urfa'da 243, Batman'da 72, Mardin'de 51, Diyarbakır'da 11 kişi) gerilemiştir. Türkiye Yezîdîleri'nin büyük bir kısmı bugün Almanya'da yaşamaktadır, Avrupa Parlamentosu üyesi Feleknas Uca bunlardan biridir.
Yezîdîler'e Göre Yaradılış
Başlangıçta Tanrı Azda kendi ateşinden Melek Tavus'u yaratır ve ona evreni ve insanı yaratma görevini verir. Bununla birlikte yaradılış işinde Tavus'a yardımcı olacak altı melek daha yaratır. Bunun üzerine Melek Tavus, Azda'nın verdiği buyruk doğrultusunda ve yine Azda'dan aldığı bir toz ile Erkek ile Kadın'ı, ve evreni yaratır.
Ayrıca ayak işlerini görmesi için de dört tane de cin.
Daha sonra Melek Tavus yarattığı bu iki insanı takdim etmek üzere Azda'nın yanına gider ve Azda Melek Tavus'a "Bundan sonra bu iki insana tabi olacaksın" der. Bunun üzerine Melek Tavus "Bu iki insanı yaratan yoktan vareden benim niçin onlara tabi olayım ben sadece beni yaratan sana tabi olur, sana ibadet ederim" der.
Bu ilk iki insandan toplam 80 çocuk dünyaya gelir. Daha sonra bu ilk iki insan, ideal insan konuda anlaşmazlığa düşerek kavgaya tutuşurlar ve sınavdan geçirilmelerine karar verilir. Her ikisi de ruhlarını, düşüncelerini bir küpe doldururlar ve ağzını kapatırlar. 40 gün sonra Erkek olanın küpünden Şahid bin Car adında güzel bir genç çıkar. Kadınınkinden ise sürüngenler, akrepler, çıyanlar.
Adam Şahid bin Car'ı o kadar sever ki diğer 80 çocuğuyla artık ilgilenmez olur. Bu da kadın ve 80 çocuğu arasında kıskançlık ve nefrete neden olur. Karar verirler Şahid bin Car öldürülecektir. Kadın bir parola belirler ve suikastın yapılacağını bu parolayla bildireceğini söyler. Ancak her şeyi bilen ve duyan Melek Tavus'u hesaba katmamıştır Melek Tavus, yarattığı dört cine emir verir ve cinler gece olunca bu 80 çocuğun ağızlarına üflerler. Uyandıklarında 80'i de farklı dil konuşmaktadırlar. Bu sebeple annelerinin söylediği parolayı da anlayamazlar Şahid bin Car böylelikle Melek Tavus'un sayesinde kurtulur.
Daha sonra Şahid bin Car'a dişi bir melek gönderilir ve bundan olan çocuklar Yezidilerin atalarını oluşturur, diğer 80Çocuktan dünyaya gelenlerse diğer insanları oluştururlar.
Yezidilikteki inançlarYezidiler kendilerine "Azday Halkı" adını verirler. İnançları arasında:
Dünya sonsuzdur, dünyayı yaratan tanrı onu asla yıkmaz,
Doğanın korunması ve doğaya saygıyı benimserler,
Günde üç defa güneşe dönerek ibadet edilir,
Çarşamba gününü dinlenme günü olarak kabul ederler çünkü, Melek Tavus'un yaratıldığı gün, İlk iki insanın yaratıldığı gün ve Şahid bin Car'ın meydana geldiği gündür çarşamba,
Sonradan Yezidi olmaya izin verilmez,
Şeytan'ın adını telaffuz etmek haramdır,
Şeytan'ın adını anımsatan kelimeleri anmak (Kitan, Şar, Şat, mel'un, na'l) haramdır.
Yezidiler'in Kutsal Kitapları[değiştir | kaynağı değiştir]
Yezidiler'in iki kutsal kitabı olduğu ortaya atılmış;
Yezidiler
Ezîdî
Daha sonra Melek Tavus yarattığı bu iki insanı takdim etmek üzere Azda'nın yanına gider ve Azda Melek Tavus'a "Bundan sonra bu iki insana tabi olacaksın" der. Bunun üzerine Melek Tavus "Bu iki insanı yaratan yoktan vareden benim niçin onlara tabi olayım ben sadece beni yaratan sana tabi olur, sana ibadet ederim" der.
Bu ilk iki insandan toplam 80 çocuk dünyaya gelir. Daha sonra bu ilk iki insan, ideal insan konuda anlaşmazlığa düşerek kavgaya tutuşurlar ve sınavdan geçirilmelerine karar verilir. Her ikisi de ruhlarını, düşüncelerini bir küpe doldururlar ve ağzını kapatırlar. 40 gün sonra Erkek olanın küpünden Şahid bin Car adında güzel bir genç çıkar. Kadınınkinden ise sürüngenler, akrepler, çıyanlar.
Adam Şahid bin Car'ı o kadar sever ki diğer 80 çocuğuyla artık ilgilenmez olur. Bu da kadın ve 80 çocuğu arasında kıskançlık ve nefrete neden olur. Karar verirler Şahid bin Car öldürülecektir. Kadın bir parola belirler ve suikastın yapılacağını bu parolayla bildireceğini söyler. Ancak her şeyi bilen ve duyan Melek Tavus'u hesaba katmamıştır Melek Tavus, yarattığı dört cine emir verir ve cinler gece olunca bu 80 çocuğun ağızlarına üflerler. Uyandıklarında 80'i de farklı dil konuşmaktadırlar. Bu sebeple annelerinin söylediği parolayı da anlayamazlar Şahid bin Car böylelikle Melek Tavus'un sayesinde kurtulur.
Daha sonra Şahid bin Car'a dişi bir melek gönderilir ve bundan olan çocuklar Yezidilerin atalarını oluşturur, diğer 80Çocuktan dünyaya gelenlerse diğer insanları oluştururlar.
Yezidilikteki inançlarYezidiler kendilerine "Azday Halkı" adını verirler. İnançları arasında:
Dünya sonsuzdur, dünyayı yaratan tanrı onu asla yıkmaz,
Doğanın korunması ve doğaya saygıyı benimserler,
Günde üç defa güneşe dönerek ibadet edilir,
Çarşamba gününü dinlenme günü olarak kabul ederler çünkü, Melek Tavus'un yaratıldığı gün, İlk iki insanın yaratıldığı gün ve Şahid bin Car'ın meydana geldiği gündür çarşamba,
Sonradan Yezidi olmaya izin verilmez,
Şeytan'ın adını telaffuz etmek haramdır,
Şeytan'ın adını anımsatan kelimeleri anmak (Kitan, Şar, Şat, mel'un, na'l) haramdır.
Yezidiler'in Kutsal Kitapları[değiştir | kaynağı değiştir]
Yezidiler'in iki kutsal kitabı olduğu ortaya atılmış;
1. Meshaf Reş :
15. yy da yazıldığı ortaya atılmış olan ve Yezidiler'in mitolojisini anlatan bir eser. Ayrıca kitabın sonunda Yezidiler'in yapmalarının yasak olduğu şeyler bildirilir.
2. Kitab el Celve :
Daha geniş bir zaman diliminde yazılmış, Yezidiler'i bilgilendiren bir kitaptır. Bu kitabın içide bu kitabın sadece Yezidiler tarafından okunması gerektiği ve yabancıların eline geçmemesi gerektiği söylenir. Beş bölümden oluşur.
Birinci Bölüm: Melek Tavus'un ezeli oluşu, ve sıfatları. Diğer dinlerin artık hükümsüz oluşu ve kitaplarının geçerlililiğini yitirmiş olduğu.
İkinci Bölüm: Ödül ve Ceza, Reenkarnasyon.
Üçüncü Bölüm: Herşeyin Melek Tavus'un denetiminde olduğunu anlatan bölüm.
Dördüncü Bölüm: Mevsimler, yasalar ile ilgili bilgiler ve yabancı inançlara kapılmamak gerektiğine dair uyarılar.
Beşinci Bölüm: Kendisini simgeleyen kavramlara saygılı olmayı buyuran bölüm.
Bugün çağdaş dilbilimciler bu eserlerin aslında Yezidilerin kutsal kitabı olmadığını kabul ederler ve yukarıda geçen iki eserin de eski çağlara dayanmadığı kanıtlanmıştır. Bunun en büyük sebebi Yezidiliğin büyük ölçüde sözlü bir edebî geleneğe dayanmasıdır; bu sebeple büyük İbrahimî dinlerdeki gibi bir yazılı kutsal metin mevcut değildir. Bununla birlikte son zamanlarda Yezidiler ritüellerde kullandıkları şarkılar gibi çeşitli dinî sözlü edebiyatı yazılı forma geçirmeye ve basmaya başlamışlardır.
Ezîdî
Sincar Dağları’nda Yezidi topluluğu (1920'li yıllar) Toplam nüfus yaklaşık 800.000 Önemli nüfusa sahip bölgeler Irak 650.000 Almanya 60.000 Suriye 50.000 Rusya 40.586 Ermenistan 35.272 Gürcistan 18,329 Diller Kürtçe, Arapça Din Ezidilik Kutsal Kitapları: Mushafa Reş, Kitab el Celve Yezidiler ya da Ezidiler, çoğunlukla Kürtçe konuşan etnik-dinî bir topluluğa verilen isimdir. Bu topluluğun Zerdüştlük ve eski Mezopotamya dinlerinden uzanan dinî inançlarına Yezidilik ya da Ezidilik denilmektedir. Ezidiler, temel olarak târihte Asurluların bir parçası olan Irak'ın Ninova bölgesinde yaşamaktadırlar. Yezidilerin bir kısmı Kürt kimliğini benimsemiş olsa da, özellikle Ermenistan'da yaşayan Yezidiler, kendilerini Kürtlerden ayrı tutmaktadır. Ermenistan,Gürcistan, Suriye ve Türkiye gibi ülkelerde yaşayan Yezidi toplulukları gittikçe azalma ve Avrupa'ya, daha çok da Almanya'ya göç etme eğilimindedirler. |
Ermenistan, Gürcistan, İran, Suriye ve Türkiye'de de cemaatleri bulunan Yezidilerin bugünkü toplam sayısının 800.000 civârında olduğu tahmin edilmektedir.Bâzı bilimsel araştırmalar ise Yezidilerin nüfusunun çok daha fazla olduğu yönündedir. Ayrıca baştaAlmanya ve İsveç olmak üzere Avrupa ülkelerinde de birçok göçmen Yezidi yaşamaktadır.
1970'li yıllara kadar Urfa, özellikle de Viranşehir'de yoğun olarak yaşayan ve sayıları 80.000'i bulan Türkiye Yezidilerib1980'lerle beraber ülke dışına göç etmeye başlamışlardır. 1985 yılında 23.000'e inen sayıları, 2007 yılında 377'ye kadar (Urfa'da 243, Batman'da 72, Mardin'de 51, Diyarbakır'da 11 kişi) gerilemiştir. Türkiye Yezidilerinin büyük bir kısmı bugün Almanya'da yaşamaktadır, Avrupa Parlamentosu üyesi Feleknas Uca ve Sol Parti üyesi Ali Atalan bunlardandır.
Laliş, Şeyh Adî'nin mezarı, Irak-Kürdistan Bölgesel Yönetimi.
"Ezidi" kelimesinin bu dinin tanrısı olan Azda kelimesinden türetildiği iddia edilmektedir. Kürt dilinde "Tanrı" ismini karşılayan iki kelime mevcuttur: Bunlar "Ezda" ve "Xweda"'dır. Ezda beni yaratan, veren ve var eden anlamlarına gelmektedir.
Xweda ise kendiliğinden var olan anlamına gelmektedir.
Yezidiliğin önceki ilahî dinlerde anlatılan Düşmüş Melek'in yaratıcının buyruğuna rağmen insan karşısında eğilmeyip saygı göstermemesi, onun aslında ne kadar asil olduğunun tüm Evren'e ispâtıdır ve yaratıcı tarafından sınanmıştır.
İşte bu sınavı başarı ile verip tüm insanlığın ve dünya işlerinin başına geçme hakkını kazanmış diye düşünülür.
Ancak burada Düşmüş Melek'in sahip olduğu özellikler, diğer dinlerden farklıdır.
Yezidilikte tanrı, Dünya'nın sadece yaratıcısıdır, sürdürücüsü değildir.
Tanrısal iradenin vücut bulması için Düşmüş Melek, bir nevi aracılık rolü üstlenmiştir.
Düşmüş Melek,Melek Tavus olarak adlandırılır ve bir tavus kuşu ile simgelenir.
Gururlu bir melek olduğundan tanrıya isyan etmiş, ceza olarak 40.000 sene orada yanmış, sonunda döktüğü göz yaşları bu ateşi söndürmüştür.
Artık tanrıyla barışıktır.
Düşmüş Melek, yemek pişiren ve yangın çıkaran ateş gibi, Dünya gibi hem iyi, hem de kötüdür.
Yezidiler için Melek Taus, en güçlü melek ve aynı zamanda affedilmiş Şeytan'dır.
Bu ismi ağzına almak, mukaddes olduğundan yasaktır.
Tanrı, özünde iyilikle dolu olduğundan ibadet edip onun gönlünü kazanmak gerekmez.
Aksine ibadetin ona değil, içi kötülüklerle dolu olana,
Tavus'a yapılması ile kötülüğün en büyük kaynağından korunulur.
Bu anlamda iyilik ve kötülüğün kaynağı aslında Melek Tavus'tur.
Âhiret inancı gibi sonradan hesap verilecek bir yerin varlığı söz konusu değildir.
İnsanın inanışına ve yaşayışına göre Dünya Cennet'e de, Cehennem'e de dönüşebilir.
Melek Tavus, bütün bu işlerin denetleyicisi ve tanrının bu Dünya'daki gölgesidir.
Ayrıca Yezidilikteki Melek Tavus inancı, eski Zerdüştlük ve Mitraizm'den etkilenmiştir.
Günümüzde Yezidiler oldukça kapalı ve geleneklerine bağlı olarak kültürlerini devam ettirmektedirler.
Kuşlara ve yılanlara olan hürmetin 6000 sene öncesine dayanan kuşa tapan inançlardan gelmiş olması muhtemeldir.
19. yüzyılın sonlarında Mardinli Yezidiler.
Başlangıçta Tanrı Azda, kendi ateşinden Melek Tavus'u yaratır ve ona Evren'i ve insanı yaratma görevini verir. Bununla birlikte yaradılış işinde Tavus'a yardımcı olacak altı melek daha yaratır. Bunun üzerine Melek Tavus, Azda'nın verdiği buyruk doğrultusunda ve yine Azda'dan aldığı bir toz ile Erkek ile Kadın'ı ve Evren'i, ayriyeten ayak işlerini görmesi için dört cin yaratır.
Daha sonra Melek Tavus, yarattığı bu iki insanı takdim etmek üzere Azda'nın yanına gider ve Azda, Melek Tavus'a "Bundan sonra bu iki insana tâbî olacaksın" der. Bunun üzerine Melek Tavus, "Bu iki insanı yaratan, yoktan vareden benim. Niçin onlara tâbî olayım? Ben sadece beni yaratan sana tâbî olur, sana ibadet ederim" der.
Bu ilk iki insandan toplam 80 çocuk Dünya'ya gelir. Daha sonra bu ilk iki insan, ideal insan konusunda anlaşmazlığa düşerek kavgaya tutuşurlar ve sınavdan geçirilmelerine karar verilir. Her ikisi de ruhlarını, düşüncelerini bir küpe doldururlar ve ağzını kapatırlar. 40 gün sonra Erkek olanın küpünden Şahid bin Car adında güzel bir genç çıkar. Kadınınkinden ise akrepler, çıyanlar, sürüngenler.
Adam, Şahid bin Car'ı o kadar sever ki diğer 80 çocuğuyla artık ilgilenmez olur. Bu da kadın ve 80 çocuğu arasında kıskançlık ve nefrete neden olur. Karar verirler, Şahid bin Car öldürülecektir. Kadın, bir parola belirler ve suikastın yapılacağını bu parolayla bildireceğini söyler. Ancak her şeyi bilen ve duyan Melek Tavus'u hesaba katmamıştır. Melek Tavus, yarattığı dört cine emir verir ve cinler gece olunca bu 80 çocuğun ağızlarına üflerler. Uyandıklarında 80'i de farklı dil konuşmaktadırlar. Bu sebeple annelerinin söylediği parolayı da anlayamazlar. Şahid bin Car, böylelikle Melek Tavus'un sayesinde kurtulur.
Daha sonra Şahid bin Car'a dişi bir melek gönderilir ve bundan olan çocuklar, Yezidilerin atalarını oluşturur. Diğer 80 çocuktan Dünya'ya gelenlerse diğer insanları oluştururlar
Başlangıçta Tanrı Azda, kendi ateşinden Melek Tavus'u yaratır ve ona Evren'i ve insanı yaratma görevini verir. Bununla birlikte yaradılış işinde Tavus'a yardımcı olacak altı melek daha yaratır. Bunun üzerine Melek Tavus, Azda'nın verdiği buyruk doğrultusunda ve yine Azda'dan aldığı bir toz ile Erkek ile Kadın'ı ve Evren'i, ayriyeten ayak işlerini görmesi için dört cin yaratır.
Daha sonra Melek Tavus, yarattığı bu iki insanı takdim etmek üzere Azda'nın yanına gider ve Azda, Melek Tavus'a "Bundan sonra bu iki insana tâbî olacaksın" der. Bunun üzerine Melek Tavus, "Bu iki insanı yaratan, yoktan vareden benim. Niçin onlara tâbî olayım? Ben sadece beni yaratan sana tâbî olur, sana ibadet ederim" der.
Bu ilk iki insandan toplam 80 çocuk Dünya'ya gelir. Daha sonra bu ilk iki insan, ideal insan konusunda anlaşmazlığa düşerek kavgaya tutuşurlar ve sınavdan geçirilmelerine karar verilir. Her ikisi de ruhlarını, düşüncelerini bir küpe doldururlar ve ağzını kapatırlar. 40 gün sonra Erkek olanın küpünden Şahid bin Car adında güzel bir genç çıkar. Kadınınkinden ise akrepler, çıyanlar, sürüngenler.
Adam, Şahid bin Car'ı o kadar sever ki diğer 80 çocuğuyla artık ilgilenmez olur. Bu da kadın ve 80 çocuğu arasında kıskançlık ve nefrete neden olur. Karar verirler, Şahid bin Car öldürülecektir. Kadın, bir parola belirler ve suikastın yapılacağını bu parolayla bildireceğini söyler. Ancak her şeyi bilen ve duyan Melek Tavus'u hesaba katmamıştır. Melek Tavus, yarattığı dört cine emir verir ve cinler gece olunca bu 80 çocuğun ağızlarına üflerler. Uyandıklarında 80'i de farklı dil konuşmaktadırlar. Bu sebeple annelerinin söylediği parolayı da anlayamazlar. Şahid bin Car, böylelikle Melek Tavus'un sayesinde kurtulur.
Daha sonra Şahid bin Car'a dişi bir melek gönderilir ve bundan olan çocuklar, Yezidilerin atalarını oluşturur. Diğer 80 çocuktan Dünya'ya gelenlerse diğer insanları oluştururlar
Arastirmaci Sair Özer TURAN anlatimiyla;
İran ve Mezopotamya'da yaşamış ve yaşayan dinlerin izlerinin ve tesirinin görüldüğü Yezidilik, hem ismi hem de tarihi açısından günümüze kadar tartışıla gelmiştir. Farklı birçok dinin etkisinde nasıl kaldığı, hangi aşamalardan sonra son şeklini aldığı konusu hala aydınlatılmayı beklemektedir. İleri sürülen tezler de meydana gelen bu senkretizmin açıklanmasında yoğunlaşmıştır.
Yezidiliğin bu isimle anılmasının nedeni de tam olarak ortaya konabilmiş değildir. Konu ile ilgili olarak öne sürülen görüşler şöyledir:
a- Yezd şehrine nispetle
b- İzed ve Yezdan kelimelerinden türetilmiş
c- Ezidi, İzidi ve İzdi ifadelerinden türetilmiş
d- Yezid b. Muaviye'ye nispetle
Yezidilerin menşei hakkındaki görüşlere gelince:
a- Haricilerden Yezid b. Enise tarafından kurulan bir topluluktur.
b- Yezid b. Muaviye'nin kutsal bir kişi olduğuna inanan bir topluluktur.
c- Ezd ve Yezdan kelimelerinden türetilmiş ve "tanrıya tapanlar" anlamında bu topluluğa verilen isimdir.
Yezidilik İnançları ve İbadetleri:
A- İnançlar
Yezidiliğin kutsal kitapları olan Mushaf-ı Reş ve Kitab-ı Cilve'de verilen bilgilere göre Yezidiliğin inanç esasları şöyledir:
Tanrı inancı: Zaman ve mekan ile sınırlı olmayan, bütün her şeyi yaratan bir tek Tanrı inancı vardır. Bu Tanrı yarattığı her şeyi idaresi altında tutar ve yönetir.
Melek inancı: Melek inancı, Yezidilik inançlarının önemli bir kısmını teşkil eder. Melek inancının önemli bir mevkiini de Melek Tavus inancı oluşturur.
Melek tavus hiçbir şey yokken vardı. Melek Tavus, Tanrının katından mütemadi olarak Yezidilerin sıkıntılarını gidermek ve onlara yardım etmek için yeryüzüne gelir.
Tanrı, otuz bin melek yarattı ve bu otuz bin melek kendisine kırk bin sene ibadet etti. Daha sonra onları Melek Tavus'a emanet etti ve onları göklere çıkardı.
Tanrı, Adem ve Havva'yı yaratacağı zaman meleklere: "Ey melekler! Adem ve Havva'yı yaratacağım. Adem'in soyundan Şehid b. Cerra'yı yaratacağım. Onun soyundan gelenler, Melek Azrail'e yani Melek Tavus'a saygı gösterecek ve hürmet edecektir.
Tanrı Adem'i yaratır ve cennete kor. Adem cennette yüz yıl bekler. Yüz yıl geçtikten sonra Melek Tavus, Tanrıya: "Eğer Adem bu meyveden yemez ise nesli nasıl çoğalır?" diye sorar. Tanrı da ona: "Emir ve komutayı sana bıraktım" der. Bunun üzerine de Melek Tavus Adem'e gelerek: "Bu meyveden yedin mi?" diye sorar. Adem: "Hayır, Tanrı bundan yememi yasakladı" der. Melek Tavus'un da ona cevabı "Buğdaydan ye, senin için daha hayırlı olur" şeklinde olur.
**
Tanrı haftanın her bir gününde ayrı bir melek yaratmıştır:
Pazar günü, Melek Azrail'i yarattı.
İran ve Mezopotamya'da yaşamış ve yaşayan dinlerin izlerinin ve tesirinin görüldüğü Yezidilik, hem ismi hem de tarihi açısından günümüze kadar tartışıla gelmiştir. Farklı birçok dinin etkisinde nasıl kaldığı, hangi aşamalardan sonra son şeklini aldığı konusu hala aydınlatılmayı beklemektedir. İleri sürülen tezler de meydana gelen bu senkretizmin açıklanmasında yoğunlaşmıştır.
Yezidiliğin bu isimle anılmasının nedeni de tam olarak ortaya konabilmiş değildir. Konu ile ilgili olarak öne sürülen görüşler şöyledir:
a- Yezd şehrine nispetle
b- İzed ve Yezdan kelimelerinden türetilmiş
c- Ezidi, İzidi ve İzdi ifadelerinden türetilmiş
d- Yezid b. Muaviye'ye nispetle
Yezidilerin menşei hakkındaki görüşlere gelince:
a- Haricilerden Yezid b. Enise tarafından kurulan bir topluluktur.
b- Yezid b. Muaviye'nin kutsal bir kişi olduğuna inanan bir topluluktur.
c- Ezd ve Yezdan kelimelerinden türetilmiş ve "tanrıya tapanlar" anlamında bu topluluğa verilen isimdir.
Yezidilik İnançları ve İbadetleri:
A- İnançlar
Yezidiliğin kutsal kitapları olan Mushaf-ı Reş ve Kitab-ı Cilve'de verilen bilgilere göre Yezidiliğin inanç esasları şöyledir:
Tanrı inancı: Zaman ve mekan ile sınırlı olmayan, bütün her şeyi yaratan bir tek Tanrı inancı vardır. Bu Tanrı yarattığı her şeyi idaresi altında tutar ve yönetir.
Melek inancı: Melek inancı, Yezidilik inançlarının önemli bir kısmını teşkil eder. Melek inancının önemli bir mevkiini de Melek Tavus inancı oluşturur.
Melek tavus hiçbir şey yokken vardı. Melek Tavus, Tanrının katından mütemadi olarak Yezidilerin sıkıntılarını gidermek ve onlara yardım etmek için yeryüzüne gelir.
Tanrı, otuz bin melek yarattı ve bu otuz bin melek kendisine kırk bin sene ibadet etti. Daha sonra onları Melek Tavus'a emanet etti ve onları göklere çıkardı.
Tanrı, Adem ve Havva'yı yaratacağı zaman meleklere: "Ey melekler! Adem ve Havva'yı yaratacağım. Adem'in soyundan Şehid b. Cerra'yı yaratacağım. Onun soyundan gelenler, Melek Azrail'e yani Melek Tavus'a saygı gösterecek ve hürmet edecektir.
Tanrı Adem'i yaratır ve cennete kor. Adem cennette yüz yıl bekler. Yüz yıl geçtikten sonra Melek Tavus, Tanrıya: "Eğer Adem bu meyveden yemez ise nesli nasıl çoğalır?" diye sorar. Tanrı da ona: "Emir ve komutayı sana bıraktım" der. Bunun üzerine de Melek Tavus Adem'e gelerek: "Bu meyveden yedin mi?" diye sorar. Adem: "Hayır, Tanrı bundan yememi yasakladı" der. Melek Tavus'un da ona cevabı "Buğdaydan ye, senin için daha hayırlı olur" şeklinde olur.
**
Tanrı haftanın her bir gününde ayrı bir melek yaratmıştır:
Pazar günü, Melek Azrail'i yarattı.
Azrail, Melek Tavus'tur, Melek Tavus bütün meleklerin başıdır.
Pazartesi günü, Melek Derdail'i yarattı.
Salı günü, Melek İsrafil'i yarattı.
Çarşamba günü, Melek Mikail'i yarattı.
Perşembe günü, Melek Cebrail'i yarattı.
Cuma günü, Melek Semnail'i yarattı.
Cumartesi günü, Melek Nurail'i yarattı.
**
Kitap inancı: Yezidiliğin iki tane kutsal kitabı vardır: vahiy kitabı olan Kitabı Cilve ile yaratılışın, emir ve yasakların anlatıldığı Mushaf-ı Reş. Bu kitapların ne zaman, nerede, kim tarafından ve hangi dillerde yazıldığı tartışma konusudur.
Peygamber inancı: Tanrı insanlara elçi göndermeksizin doğrudan bilgi verebilir ve isterse onları doğru yola iletebilir. Aynı zamanda Melek Tavus Tanrının izniyle insanlara ve özellikle Yezidilere yol göstermek için Tanrının katından yeryüzüne iner.
Melek Tavus yeryüzüne insan şekline bürünmüş olarak gelir. Ayrıca peygamberler de gönderilmektedir. Kitab-ı Cilve ve Mushaf-ı Reş'te adı geçen peygamberler vardır. Bunlar; Adem, Şit, Nuh, Yunus, İsa ve Hasiye'dir.
Tenasüh inancı: Yezidilikte tenasüh inancı vardır. Kutsal kitaplardan biri olan Kitabı Cilve'nin bu inancı açık bir şekilde gösteren ifadesi şöyledir: "Eğer istersem öldürdüğüm kimseyi, ruhların tenasühü yolu ile bu dünyaya bir, iki veya üç defa gönderirim."
Yaratılış:
1- Evrenin yaratılışı: Kutsal kitapta açıklandığı üzere evrenin yaratılışı şöyledir: "Size evvelce yazdığımız gibi, yer ve gök yaratılmadan önce her yer sularla kaplıydı. Tanrı suların üzerinde bulunuyor ve yaptığı bir kayıkla denizler arasında geziyordu.
O vakit beyaz bir inci yarattı ve ona kırk yıl hükmetti, sonra inciyi kırdı ve ayağı ile tepti.
Ne şaşılacak şeydir ki, incinin uğultusunda dağlar, gürültüsünden tepeler ve dumanından gökler meydana geldi.
Tanrı, yeri ve göğü yedi kat, güneşi ve ayı yarattı. Sonra dağları, tepeleri ve gökleri dondurdu ve direksiz astı. Yeri ve onun yıkıntılarını kapattı ve eline bir kalem alıp yarattıklarını yazdı.
Sonra Fahrettin Enes'i, hayvanları, yırtıcı kuşları yaratarak onları hırkasının ceplerine koydu. İşte o zaman meleklerin refakatinde inciden çıktı.
Meleklerden Fahrettin inciye yüksek sesle bağırdı. Bunun üzerine inci dört parçaya ayrıldı. İçinden su çıktı ve deniz oldu. Dünya deliksiz yuvarlak oldu.
Tanrı Cebrail'i bir kuş şeklinde yarattı, dünyanın dört köşesini yapmak üzere gönderdi.
Sonra bir gemi yarattı ve gemiye otuz yıl bindi.
Pazartesi günü, Melek Derdail'i yarattı.
Salı günü, Melek İsrafil'i yarattı.
Çarşamba günü, Melek Mikail'i yarattı.
Perşembe günü, Melek Cebrail'i yarattı.
Cuma günü, Melek Semnail'i yarattı.
Cumartesi günü, Melek Nurail'i yarattı.
**
Kitap inancı: Yezidiliğin iki tane kutsal kitabı vardır: vahiy kitabı olan Kitabı Cilve ile yaratılışın, emir ve yasakların anlatıldığı Mushaf-ı Reş. Bu kitapların ne zaman, nerede, kim tarafından ve hangi dillerde yazıldığı tartışma konusudur.
Peygamber inancı: Tanrı insanlara elçi göndermeksizin doğrudan bilgi verebilir ve isterse onları doğru yola iletebilir. Aynı zamanda Melek Tavus Tanrının izniyle insanlara ve özellikle Yezidilere yol göstermek için Tanrının katından yeryüzüne iner.
Melek Tavus yeryüzüne insan şekline bürünmüş olarak gelir. Ayrıca peygamberler de gönderilmektedir. Kitab-ı Cilve ve Mushaf-ı Reş'te adı geçen peygamberler vardır. Bunlar; Adem, Şit, Nuh, Yunus, İsa ve Hasiye'dir.
Tenasüh inancı: Yezidilikte tenasüh inancı vardır. Kutsal kitaplardan biri olan Kitabı Cilve'nin bu inancı açık bir şekilde gösteren ifadesi şöyledir: "Eğer istersem öldürdüğüm kimseyi, ruhların tenasühü yolu ile bu dünyaya bir, iki veya üç defa gönderirim."
Yaratılış:
1- Evrenin yaratılışı: Kutsal kitapta açıklandığı üzere evrenin yaratılışı şöyledir: "Size evvelce yazdığımız gibi, yer ve gök yaratılmadan önce her yer sularla kaplıydı. Tanrı suların üzerinde bulunuyor ve yaptığı bir kayıkla denizler arasında geziyordu.
O vakit beyaz bir inci yarattı ve ona kırk yıl hükmetti, sonra inciyi kırdı ve ayağı ile tepti.
Ne şaşılacak şeydir ki, incinin uğultusunda dağlar, gürültüsünden tepeler ve dumanından gökler meydana geldi.
Tanrı, yeri ve göğü yedi kat, güneşi ve ayı yarattı. Sonra dağları, tepeleri ve gökleri dondurdu ve direksiz astı. Yeri ve onun yıkıntılarını kapattı ve eline bir kalem alıp yarattıklarını yazdı.
Sonra Fahrettin Enes'i, hayvanları, yırtıcı kuşları yaratarak onları hırkasının ceplerine koydu. İşte o zaman meleklerin refakatinde inciden çıktı.
Meleklerden Fahrettin inciye yüksek sesle bağırdı. Bunun üzerine inci dört parçaya ayrıldı. İçinden su çıktı ve deniz oldu. Dünya deliksiz yuvarlak oldu.
Tanrı Cebrail'i bir kuş şeklinde yarattı, dünyanın dört köşesini yapmak üzere gönderdi.
Sonra bir gemi yarattı ve gemiye otuz yıl bindi.
Tanrı sonra gelerek Laleş'e oturdu ve dünyaya bağırdı.
Deniz dondu, dünya meydana geldi ve sallanmaya başladı. Cebrail'e incinin iki parçasını getirmesini emretti. Bir parçasını yerin altına diğer bir parçasını göğün kapısına koydu.
Sonra göğe güneş ve ayı yerleştirdi. İncinin kırpıntılarından gökyüzünü süslemek için yıldızları yarattı. Bunları gökyüzüne astı.
Yeryüzüne süs olarak meyve veren ağaçları ve bitkileri yarattı.
Sonra Ferş üzerinde Arş'ı yarattı.
2- İnsanın yaratılışı: Tanrı Kudüs'e indi. Cebrail'e toprak, su, hava ve ateş getirmesini emretti. Tanrı bunların karışımından ilk insan olan Adem'i yarattı. Ve kudreti ile ona ruh verdi.
Cebrail'e Adem'i cennete götürmesini ve orada buğday dışındaki yiyeceklerden yemesini ve fakat buğdaydan kati surette yememesini emretti. Adem burada yüz yıl kaldı.
Yüz yıl geçtikten sonra Melek Tavus, Tanrıya: "Eğer Adem bu meyveden yemez ise nesli nasıl çoğalır?" diye sordu. Tanrı da ona: "Emir ve komutayı sana bıraktım" dedi. Bunun üzerine Melek Tavus, Adem'e gelerek: "Bu meyveden yedin mi?" diye sordu. Adem: "Hayır, Tanrı ondan yememi yasakladı" dedi. Melek Tavus, ona: "Buğdaydan ye, senin için daha hayırlı olur" dedi.
Adem buğdaydan biraz yedikten sonra karnı şişti, ıstırap çekmeye başladı. Melek Tavus, onu cennetten çıkardı. Kendisi Tanrının katına; göğe çıktı.
Adem'in vücudu sıkıştı. Çünkü Adem'in vücudunda atıkları dışarı atacak hiçbir organ yoktu. Sonra Tanrı, bir kuş gönderdi. Kuş, gagalamak suretiyle bu organı açtı. Adem de buğdayın neden olduğu atıkları attıktan sonra rahatladı.
Cebrail Adem'e yüz yıl görünmedi. Bundan dolayı Adem yüz yıl üzüldü ve ağladı. O zaman Tanrı, Cebrail'e Havva'yı yaratmasını emretti. Cebrail de Adem'in sol koltuğunun alt kısmından Havva'yı yarattı.
Bütün hayvanlar yaratıldıktan sonra, Adem ile Havva arasında, "evlat babadan mı, yoksa anneden mi meydana gelir?" şeklinde bir tartışma çıktı. Çünkü onların her biri nesillerinin biricik kaynağı olmak istiyordu. Bu tartışmaya onların hayvanların kendilerine benzeyen yavruları yavrulamak için çiftleştiklerini ve ortak ilişkilerini görmeleri neden oldu.
Uzun bir tartışmadan sonra her biri tohumlarını bir testi içine akıtıp ağzını kapayarak kendi mühürleri ile mühürlediler ve dokuz ay sonucu beklediler.
Dokuz ay geçtikten sonra testiyi açtılar. Adem'in testisinde bir kız ve bir erkek çocuk vardı. İşte Yezidiler, Adem'in testisinden çıkan bu kız ve erkek çocuğun neslinden türemiştir.
Havva'nın testisinde ise bir takım çürük haşarat vardı ve bunlar pis kokular yayıyordu.
Tanrı, bu çocukları beslemesi için Adem'e iki meme verdi.
Bundan sonra Adem ile Havva cinsel ilişkide bulundular. Havva bu ilişkiden bir erkek ve bir kız doğurdu. Yahudiler, Hıristiyanlar, Müslümanlar ve diğer dinler ve mezhepler hep bunların neslinden türedi.
Yasaklar:
Yezidilikte şunlar yasaklanmıştır:
"Marul, çünkü adı, peygamberlerimiz Hasiye'nin benzer.
Börülce yemeyiz, koyu mavi renk giymeyiz ve Yunus nebiye hürmetimizden de balık yemeyiz.
Geyik etini de yemeyiz; çünkü geyik peygamberlerimizden birinin koyunu idi.
Dini önderlerden Şeyh ve talebesi Melek Tavus'a hürmeten horoz eti yemezler. Onun sureti horozdur.
Şeyh ve talebesi kabak yemezler.
Ayakta işemek, oturarak elbise giymek, tuvalette konuşmak ve umumi hamamlarda yıkanmak haramdır.
Şeytan kelimesini ve buna benzeyen "kaytan", "şad", "şer", "melun", "lanet" ve "nal" gibi benzer kelimeleri telaffuz etmemiz yasaktır."
B- İbadetler
Yezidilerin "Qawl" adını verdikleri ve günlük olarak yaptıkları duaları vardır. Bütün kutsal metinlere "Qawl" denir.
En önemli dualardan birisi: Güneş doğarken ve batarken olmak üzere günde iki kez yapılır. Bu duaya başlamadan önce eller, yüz ve ayaklar yıkanır. Seccade üzerinde veya temiz bir yerde ayakta durur vaziyette güneşe dönülür, eller önce göbek hizasında bağlanır, sonra kaldırılır, eller açık, el ayaları gökyüzüne bakar şekilde tutulur ve dua okunur. Dua bittikten sonra eller diz kapakları üzerinde olacak şekilde belden eğilmek suretiyle rüku yapılır. Bu eylem üç kere tekrarlanır. Dizler yere konur secdeye gidilir ve alın yere konulur, yer öpülür. Bu eylem ise iki kez tekrar edilir. Secde yapılan yerde diz üstü oturularak eller açık, el ayaları gökyüzüne bakar şekilde dua edilir. Böylece dua tamamlanmış olur.
Aralık ayının ilk Salı, Çarşamba ve Perşembe günlerinde oruç tutulur. Oruç, sabahtan akşama kadar hiçbir şey yememek, içmemek ve cinsel ilişkide bulunmamaktan ibarettir. Din adamları ise yazın ve kışın olmak üzere ****en gün oruç tutarlar.
Hac için Ekim ayının ilk haftasında Adi b. Müsafir'in kabrinin bulunduğu Laleş'e gidilir.
Din adamı sınıfı dünya ile meşgul olmaz. Bu sınıfın geçimini müritler, zekat ve sadakalarıyla karşılar.
Deniz dondu, dünya meydana geldi ve sallanmaya başladı. Cebrail'e incinin iki parçasını getirmesini emretti. Bir parçasını yerin altına diğer bir parçasını göğün kapısına koydu.
Sonra göğe güneş ve ayı yerleştirdi. İncinin kırpıntılarından gökyüzünü süslemek için yıldızları yarattı. Bunları gökyüzüne astı.
Yeryüzüne süs olarak meyve veren ağaçları ve bitkileri yarattı.
Sonra Ferş üzerinde Arş'ı yarattı.
2- İnsanın yaratılışı: Tanrı Kudüs'e indi. Cebrail'e toprak, su, hava ve ateş getirmesini emretti. Tanrı bunların karışımından ilk insan olan Adem'i yarattı. Ve kudreti ile ona ruh verdi.
Cebrail'e Adem'i cennete götürmesini ve orada buğday dışındaki yiyeceklerden yemesini ve fakat buğdaydan kati surette yememesini emretti. Adem burada yüz yıl kaldı.
Yüz yıl geçtikten sonra Melek Tavus, Tanrıya: "Eğer Adem bu meyveden yemez ise nesli nasıl çoğalır?" diye sordu. Tanrı da ona: "Emir ve komutayı sana bıraktım" dedi. Bunun üzerine Melek Tavus, Adem'e gelerek: "Bu meyveden yedin mi?" diye sordu. Adem: "Hayır, Tanrı ondan yememi yasakladı" dedi. Melek Tavus, ona: "Buğdaydan ye, senin için daha hayırlı olur" dedi.
Adem buğdaydan biraz yedikten sonra karnı şişti, ıstırap çekmeye başladı. Melek Tavus, onu cennetten çıkardı. Kendisi Tanrının katına; göğe çıktı.
Adem'in vücudu sıkıştı. Çünkü Adem'in vücudunda atıkları dışarı atacak hiçbir organ yoktu. Sonra Tanrı, bir kuş gönderdi. Kuş, gagalamak suretiyle bu organı açtı. Adem de buğdayın neden olduğu atıkları attıktan sonra rahatladı.
Cebrail Adem'e yüz yıl görünmedi. Bundan dolayı Adem yüz yıl üzüldü ve ağladı. O zaman Tanrı, Cebrail'e Havva'yı yaratmasını emretti. Cebrail de Adem'in sol koltuğunun alt kısmından Havva'yı yarattı.
Bütün hayvanlar yaratıldıktan sonra, Adem ile Havva arasında, "evlat babadan mı, yoksa anneden mi meydana gelir?" şeklinde bir tartışma çıktı. Çünkü onların her biri nesillerinin biricik kaynağı olmak istiyordu. Bu tartışmaya onların hayvanların kendilerine benzeyen yavruları yavrulamak için çiftleştiklerini ve ortak ilişkilerini görmeleri neden oldu.
Uzun bir tartışmadan sonra her biri tohumlarını bir testi içine akıtıp ağzını kapayarak kendi mühürleri ile mühürlediler ve dokuz ay sonucu beklediler.
Dokuz ay geçtikten sonra testiyi açtılar. Adem'in testisinde bir kız ve bir erkek çocuk vardı. İşte Yezidiler, Adem'in testisinden çıkan bu kız ve erkek çocuğun neslinden türemiştir.
Havva'nın testisinde ise bir takım çürük haşarat vardı ve bunlar pis kokular yayıyordu.
Tanrı, bu çocukları beslemesi için Adem'e iki meme verdi.
Bundan sonra Adem ile Havva cinsel ilişkide bulundular. Havva bu ilişkiden bir erkek ve bir kız doğurdu. Yahudiler, Hıristiyanlar, Müslümanlar ve diğer dinler ve mezhepler hep bunların neslinden türedi.
Yasaklar:
Yezidilikte şunlar yasaklanmıştır:
"Marul, çünkü adı, peygamberlerimiz Hasiye'nin benzer.
Börülce yemeyiz, koyu mavi renk giymeyiz ve Yunus nebiye hürmetimizden de balık yemeyiz.
Geyik etini de yemeyiz; çünkü geyik peygamberlerimizden birinin koyunu idi.
Dini önderlerden Şeyh ve talebesi Melek Tavus'a hürmeten horoz eti yemezler. Onun sureti horozdur.
Şeyh ve talebesi kabak yemezler.
Ayakta işemek, oturarak elbise giymek, tuvalette konuşmak ve umumi hamamlarda yıkanmak haramdır.
Şeytan kelimesini ve buna benzeyen "kaytan", "şad", "şer", "melun", "lanet" ve "nal" gibi benzer kelimeleri telaffuz etmemiz yasaktır."
B- İbadetler
Yezidilerin "Qawl" adını verdikleri ve günlük olarak yaptıkları duaları vardır. Bütün kutsal metinlere "Qawl" denir.
En önemli dualardan birisi: Güneş doğarken ve batarken olmak üzere günde iki kez yapılır. Bu duaya başlamadan önce eller, yüz ve ayaklar yıkanır. Seccade üzerinde veya temiz bir yerde ayakta durur vaziyette güneşe dönülür, eller önce göbek hizasında bağlanır, sonra kaldırılır, eller açık, el ayaları gökyüzüne bakar şekilde tutulur ve dua okunur. Dua bittikten sonra eller diz kapakları üzerinde olacak şekilde belden eğilmek suretiyle rüku yapılır. Bu eylem üç kere tekrarlanır. Dizler yere konur secdeye gidilir ve alın yere konulur, yer öpülür. Bu eylem ise iki kez tekrar edilir. Secde yapılan yerde diz üstü oturularak eller açık, el ayaları gökyüzüne bakar şekilde dua edilir. Böylece dua tamamlanmış olur.
Aralık ayının ilk Salı, Çarşamba ve Perşembe günlerinde oruç tutulur. Oruç, sabahtan akşama kadar hiçbir şey yememek, içmemek ve cinsel ilişkide bulunmamaktan ibarettir. Din adamları ise yazın ve kışın olmak üzere ****en gün oruç tutarlar.
Hac için Ekim ayının ilk haftasında Adi b. Müsafir'in kabrinin bulunduğu Laleş'e gidilir.
Din adamı sınıfı dünya ile meşgul olmaz. Bu sınıfın geçimini müritler, zekat ve sadakalarıyla karşılar.
Kaynak;vikipedia
EmoticonEmoticon