Kurtuluş Savaşında Gökçen Efe Destanı
1891 yılında, Ödemiş’te kısa, ama destanlaşan bir hayata gözlerini açar Gökçen Efe Hüseyin.
Gençliğinin henüz baharındayken yerel yöneticilerin olumsuz icraatlarına karşı koyar. Ege’nin en meşhur efelerinden Çakırcalı Mehmet Efe’nin çetesine katılır. Çakırcalı Efe’nin bir suikast sonucu ölümünün ardından Tire’nin Gümce Dağı’nda kendi çetesini kurar.
O sıralarda 'eşkıyalık' yapar. Ancak tipik eşkıyadan farklı bir efeliktir yaptığı. Çalmaz, zulmetmez, öldürmez. Yapabildiğince bazı haksızlıkları önlemeye, engellemeye çabalar. Ancak kanunlara aykırıdır bu yaptıkları.
Gökçen Efe 1914'te bağışlanır. Ancak beş yıl sonra tekrar dağa çıkar. Bu kez çıkış sebebi işgalci Yunan Ordusuna karşı vatan topraklarını savunma gayretidir.57. Tümen Komutanı Miralay Şefik (Aker) Bey'in gözetiminde kurulan Kuva-yı Milliye içinde yer alır. Yörük Ali Efe, Poslu Mestan, Mürselli İsmail Efe gibi milli direniş liderleriyle birlikte hareket eder.
'Gökçen Efe' adı ve şanı Yunan askerlerine kadar ulaşır. Ama ulaşan bir başka haber vardır: Yunan işgalindeki Ödemiş’e baskın düzenleyeceği sırada hastalanır Gökçen Efe. Bu haber üzerine Yunan güçleri, Gökçen Efe’nin bulunduğu siperi yoğun top atışına tutarak saldırıya geçer.
Üç gün süren çarpışmanın sonunda,16 Kasım 1919’da sipere girmeyi başaran bir Yunan askeri tarafından süngülenerek şehit düşer.
Geride 28 yıllık bir ömre sığıştırılan bir kahramanlık destanı miras kalır.
'Kurtuluş Savaşı’nda Gökçen Efe Destanı' işte bu destanlaşan hayatı, sanki dün yaşanmışçasına gözler önüne seriyor...
Aktarılan her olay delilleriyle, vesikalarıyla, resimleriyle, en önemlisi onu tanıyan, onunla birlikte mücadele verenlerin hatıralarıyla destekleniyor.
Üç gün süren çarpışmanın sonunda,16 Kasım 1919’da sipere girmeyi başaran bir Yunan askeri tarafından süngülenerek şehit düşer.
Geride 28 yıllık bir ömre sığıştırılan bir kahramanlık destanı miras kalır.
'Kurtuluş Savaşı’nda Gökçen Efe Destanı' işte bu destanlaşan hayatı, sanki dün yaşanmışçasına gözler önüne seriyor...
Aktarılan her olay delilleriyle, vesikalarıyla, resimleriyle, en önemlisi onu tanıyan, onunla birlikte mücadele verenlerin hatıralarıyla destekleniyor.

Yaman soldurdu Kaymakçı’ nın bağını
Zehir kattı aşlarını yağını
Gökçen bu seferden dönmedi, deyin..
*** *** ***
Döne döne indim Kısık düzüne
Yağlı kurşun yedim kulak tozuma
Selam söyleyin Hatice kızıma
Baban bu seferde dönmedi, deyin…
Döne döne indim Kısık düzüne
Yağlı kurşun yedim kulak tozuma
Selam söyleyin Hatice kızıma
Baban bu seferde dönmedi, deyin…
*** *** ***
Gökçen Dağı kahpe Yunan bürüdü
Kahyaoğlu silah kaptı yürüdü
Koca Mehmet yetişince geç oldu
Kalan bu seferden dönmedi, deyin….
Kaynak :Öğretmen yazar Sabahattin Burhan'in
Kahyaoğlu silah kaptı yürüdü
Koca Mehmet yetişince geç oldu
Kalan bu seferden dönmedi, deyin….
Kaynak :Öğretmen yazar Sabahattin Burhan'in
Gökçen Efe Destanı adli kitabinin ẗanitim yazisidir.
Öğretmen yazar Sabahattin Burhan, 1954 Nazilli’nin Toygar Köyünde doğmuştur. Orta ve Lise tahsilini kendi İlçesinde Nazilli'de, tamamlamış, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra Nazilli Lisesinde öğretmenlik yapmıştır. Sanatımıza, kültürümüze değer veren ve hemen hemen edebiyatımızın her türünde kalem oynatmış eser vermiş çalışkan ve üretken bir eğitimcidir. Sabahattin Burhan, Türkiye genelinde takdire değer birçok ödül almış bir öğretmen yazardır. Halen Nazilli de ikamet ediyor.
Sabahattin Burhan yaklaşık otuz yıldır Egeli Efelerle uğraşıyor, Ege‘nin Milli Kurtuluş Mücadelesi’nde Efelerin nasıl mücadele ettiğini bir roman yelpazesi içinde akıcı, yalın ve duru bir Türkçe ile ortaya koyuyor. Eserlerini hazırlarken öyle hayâli ve sonradan eklenen kulağa giren bilgilerle romanlarını yazmıyor. Aydını, Nazilli'yi, Söke’yi, Ödemiş’i ve Hatta İzmir’ i il ve ilçelerini bizzat gezerek, gözlemler yaparak hatta efelerin yaşadığı tarihi mekânları, köyleri, kasabaları bizzat dolaşarak, olayların ve savaşların geçtiği yerleri inceleyerek, yakınları, çocukları ve torunlarıyla birebir görüşerek bu romanlarını ortaya koyuyor.
insan
EmoticonEmoticon