Tahir ile Zühre Efsanesi
Tahir ile Zühre Türk halk hikayesi. Kerem ile Aslı'layla ile mecnun Ferhat ile Şirinle birlikte en çok yayılmış halk hikayeleri arasında gelir.
Hikayenin, ne zaman, nerede meydana geldiği bilinmiyor.
Ancak gerek nazım, gerek nesir dilinden anlaşıldığına göre 17. yüzyıla ait olduğu zannediliyor. Tahir ile Zühre'nin, azerbaycan'da, Doğu Anadolu'da ayrı ayrı şekilleri,varyantları bulunmaktadır.
Anadolu şeklinde Mardin Kalesi ve Şat Nehri ve konya geçmektedir.
Bizler her konuda oldugu gibi bir hikaye'yi dinledikden öğrendikten sonra belli bir orjinali ve eserin yaratıcısı bilinmiyorsa bunu kendi durumumuza göre uyarlamayı seviyoruz.belki de her toplum böyledir.kimilerine göre Tahir ile Zühre olayında dinin ve bir ilgisi yok iken tahir namaz kılarken öldürüyoruz kimilerine göre de sarayda muhafızlar tarafından öldürülüyor
Bizler bu halk eserlerrinde ve efsanelerde kendimiz için en doğru saydığımız inancımıza göre degişiklik yaparken çok iyi doğru bir davranış sergilediğimizi zannedip hatta sevaba girdiğimizi bile düşünebiliriz o nedenle bir çok yörelerce azerbeycan iran'da Türkiye' de farklı farklı anlatım şekilleri vardır.oysa eserler üzerinde değişiklik yapmak bence dürüstce bir yaklaşım değildir diye düsünüyorum
Tahir ile Zühre hikayesi :
Çocuğu olmadığı için pek üzgün olan bir hükümdar vardır.
Veziri de kendi durumundadır.
Bir gün veziriyle geziye çıkarlar.
Yolda bir derviş ile karşılaşırlar.
Doğacak çocukların da birbiriyle evlendirilmesini söyler.
O gece yarımşar elmayı eşleriyle yerler.
Hükümdarın kızı, vezirin ise bir oğlu dünyaya gelir.
Dervişin sözüne uyarak kızın adını Zühre, oğlanın adını Tahir koyarlar.
Bu çocuklar ergenlik çağına gelince birbirine aşık olurlar.
Hükümdar ve vezir bu evliliğe razıdırlar.
Fakat tam çocuklarını evlendirmek üzereyken Karadiken isminde bir köle, Zühre'nin annesini kandırır.
Zenci köle hükümdara çeşitli ilaçlar ve sihirler yaparak evlendirme kararından vazgeçirir.
Ama genç aşıklar gizli gizli buluşurlar.
Karadiken bunların durumunu bildirince hükümdar Tahir'i Mardin Kalesindeki zindana attırır.
Tahir epey maceralardan sonra zindandan kurtulup, yurduna döner.
Tahir epey maceralardan sonra zindandan kurtulup, yurduna döner.
O gece Zühre, zorla bir başkasıyla evlendirilmektedir.
Zühre'nin evleneceğini öğrenen Tahir, ihtiyar bir aşık kıyafetiyle saraydaki düğüne gider.
Bir yolunu bulup Zühre ile yalnız başbaşa kalır.
Kaçmak için karar verirler.
Karadiken yine durumu öğrenir.
Kaçarlarken saray muhafızları Tahir'in üzerine atılırlar.
Tahir bunların hepsiyle başa çıkarsa da sonunda kementlerle yakalanır.
Hükümdar, Tahir'i parçalatıp etlerini lime lime doğratır.
Bu durumu öğrenen Zühre çılgına döner anne ve babasına sitem eder,
parça parça olan sevgilisinin üstüne kapanır:
Hey tatarlar tatarlar
Birbirine ok atarlar
Çarşıda et tükenmiş
Tahir etin satarlar
Hey tatarlar tatarlar
Birbirine ok atarlar
Çarşıda et tükenmiş
Tahir etin satarlar
Diye manilerle ağlaya ağlaya Tahir'in yanında ölür. Bedduasına uğrayan anası, babası da kıvrılıp yanarlar. Karadiken de iki gencin arasına yığılır, bir anda alev alev yanar. Yan yana gömülen Zühre'nin mezarından beyaz bir gül, Tahir'inkinden kırmızı bir gül biter. Aralarında bulunan Karadiken'in mezarından biten çalı, bu iki gülün birbirlerine kavuşmalarına mani olur.
Baska bir anlatimi;
Geçmis zamanda ve eski günlerde Zengin ve söhretli bir Padisah varmis, mali, mülkü, askeri, kisaca herseyi varmis ..
Ancak çocugu olmuyormus.
Doktorlara gitmis, derdine care bulamamistir.
Bunlardan fayda göremeyince, kendisini eglenceye verip, yaptirdigi Bahceye gidip gelmeye baslar. Bir gün veziri ile carsida dolasmaya cikar, "her kim bana altin verirse, tanri onun muradini versin" diyen bir dilenciye para verir.
Oradan ayrilip bahceye dogru giderler, ve bir agacin altina otururlar.
Ileride bir agacin altinda yasli bir Dervis görürler, onun yanina giderler, Dervis, "marifetlerim vardir" deyince, Padisah gönlünden geçeni bilmesini ister.
Ileride bir agacin altinda yasli bir Dervis görürler, onun yanina giderler, Dervis, "marifetlerim vardir" deyince, Padisah gönlünden geçeni bilmesini ister.
Derviste Padisah ve Vezirin çocugunun olmadigini, evlat istediklerini bilir.
Bunun üzerine dervisten yardim isterler, Derviste cebinden bir elma cikarir ve ikiye böler.
Bu elmalari yerlerse coçuklari oacagini, padisahin kizi ve vezirin oglu olacagini, ama onlari ayirmamalarini, evlendirmelerini söyler.
Padisahla, vezir cok sevinir.
Aksam elmayi yerler, ve dokuz ay on gün sonra padisahin kizi, vezirinde oglu gelir dünyaya.
Kizin adini Zühre, oglanin adini Tahir koyarlar.
Tahir ile Zühre birlikte büyürler. En taninmis hocalardan ders alirlar, ve cok zeki olduklarindan herseyi ögrenirler.
Tahir ile Zühre birlikte büyürler. En taninmis hocalardan ders alirlar, ve cok zeki olduklarindan herseyi ögrenirler.
Fakat on yasinda Zühre´nin gönlü Tahir´e düser ve uyurken Tahiri öper.
Tahir çok kizar, çünki kardes olduklarini sanir.
Birgün Zühre Tahiri yine öper ve Tahir´de Zühreyi döver.
Zühre o kadar üzülürki, Allah´a "Allahim, benim sevgimin yarisini Tahire ver" diye dua eder.
Tahirde Zühreye asik olur.
Bu sefer Zühre kendini naz´a ceker.
Ancak kardes olmadiklarini ögrenen Tahir ile Zühre günden güne birbirine daha cok baglanirlar.
Sazlarini alip bir birlerine Türkü söylerler.
Bunlari gören Arap Köle, padisahin karisina söyler, Padisah kizini Tahir´le evlendirmenin zamani geldigini söyler.
Bunlari gören Arap Köle, padisahin karisina söyler, Padisah kizini Tahir´le evlendirmenin zamani geldigini söyler.
Ancak karisi kizinin padisah ogluyla evlenmesini istemektedir.
Padisah kendi gözleri ile asiklari görmek ister, ve görünce evlendirmeye karar verir.
Bu arada Tahir rüyasinda iki kara köpegin kendisine saldirdigini görür ve rüyasi cikar.
Padisahin karisi, padisaha sihirbaz cadinin yaptigi serbeti icirince, padisah Tahirden sogur ve onu saraydan kovar.
Aski ile yanip tutusan Tahir, Zührenin köskünün önüne gelerek sitem dolu türküler söyler.
Zührede olaylari dadisindan ögrenir ve her seyi Tahire aciklar.
Arap köle bunlari görünce yine padisaha haber verir.
Arap köle bunlari görünce yine padisaha haber verir.
Bu sefer Padisah onu Mardin´e sürer.
Mardinde yedi yil kalan Tahir Allaha dua eder, ve onu zindandan kurtarmasini ister.
Duasi kabul olur, Zindanin acilan kapisindan siyah atiyla Hizir gelir, ve onu atina alip, o uyurken Zührenin köskünün önüne birakir.
Zühre Tahiri dadisina gönderir.
Duasi kabul olur, Zindanin acilan kapisindan siyah atiyla Hizir gelir, ve onu atina alip, o uyurken Zührenin köskünün önüne birakir.
Zühre Tahiri dadisina gönderir.
O günden sonra, her gece gizli gizli bulusup zevk ve sefa eylerler.
Fakat bir gün rüyasinda Tahir, kara köpeklerin yine etrafini sardigini görür, rüyasi yine cikar, çünki Arap köle onlari yine görmüstür.
Bunu Padisaha haber verir ve Tahir, üstü acik bir Sanikla Sat suyuna birakilir. Sat suyunun kenarindada Göl padisahinin Sarayi vardir. Zühre bunu bildigi icin Göl padisahinin kizina mektup yazar ve göl padisahinin kizlari Tahiri bulurlar.
Göl padisahinin 3 kizida Tahiri sevmektedir ve bir gün onu paylasamadiklari için kavga ederken, Tahir bunlari duyar ve kacar.
Bir çesme basinda dua eder ve uyur.
Göl padisahinin 3 kizida Tahiri sevmektedir ve bir gün onu paylasamadiklari için kavga ederken, Tahir bunlari duyar ve kacar.
Bir çesme basinda dua eder ve uyur.
At sesiyle uyaninca yaninda bir Dervis görür.
Yine ata biner ve gözlerini kapatir. Dervis "aç" dedigi zaman Tahir kendisini Zührenin köskü önünde bulur. Dadisina gider, dertlesirler.
Bir gün Davul Zurna sesleri duyar ve dadisindan Zührenin evlenecegini ögrenir.
Bir gün Davul Zurna sesleri duyar ve dadisindan Zührenin evlenecegini ögrenir.
Kadin esvabi giyer ve dügüne gider.
Kendini Zühreye tanitir.
Ertesi gün Zühre ile anlasirlar, Hamama gitmek için çikip kaçmaya karar verirler.
Ancak Arap kölede kadin kiligina girmis ve onlari görmüstür.
Arap köle durumu padisaha haber verir, Padisah Tahiri yakalatir, Mecliste onu ve kizini anmadan üç hane türü söylerse affedecegini söyler.
Tahir iki haneyi söyler, fakat üçüncü hanede Zührenin içeri girdigini görür ve onun ismini kullanir, padisahta onun boynunu vurdurmaya karar verir.
Cellat Tahirin boyunun vurmadan önce, Tahir namaz kilip, Allah´a ruhunu almasi icin dua eder ve hemen ölür. Bunu gören Zühre aklini kacirir.
Tahir iki haneyi söyler, fakat üçüncü hanede Zührenin içeri girdigini görür ve onun ismini kullanir, padisahta onun boynunu vurdurmaya karar verir.
Cellat Tahirin boyunun vurmadan önce, Tahir namaz kilip, Allah´a ruhunu almasi icin dua eder ve hemen ölür. Bunu gören Zühre aklini kacirir.
Hekimler care bulamaz, hatta Tahirin etini yedirmeye kalkarlar, ama dadisindan bunu ögrenen Zühre cok kizar, Tahirin mezarina gider.
Allah´a ruhunu almasi icin dua eder ve ölür.
Mezara gelen Arap kölede Zühreye asik oldugu icin kendini hancere öldürür, Padisah kizini Tahire vermedigi icin pisman olur, ama is isten gecmistir coktan.
Bir süre sonra asiklara mezar yapilir, Arap kölede basuçlarina gömülür, oradan gecenler Zührenin mezarinda beyaz bir gül fidani, Tahir´in üzerinde de bir kirmizi gül fidani görürler, Arabin mezarinda da kara bir çali bitmistir.
Her sene asiklar baltalarla o çaliyi keserler, ancak çalinin yine bittigini görürler.
Ziyaretgah olan mezari asiklar ve bagri yaniklar sürekli ziyaret ederler ...
Tahir ile Zühre, Mescidi Meram İlçesinde Form’daki Gedavet Parkında yer alır
Kitabesi günümüze gelememiştir Yapı üslubundan XIII yüzyılın sonlarında Sahip Ata’nın torunları tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır Sahip Ata’nın torunlarının yanındaki türbede gömülü olduğu düşünülse de bu konuda yeterli bir bilgiye kaynaklarda rastlanmamıştır
Yaygın bir rivayete göre ise, yandaki türbede gömülü olanlar Sahip Ata’nın torunları değil Buna göre, mescidin bitişiğindeki türbe, halk hikâyelerimizin ünlü kahramanlarından Tahir ile Zühre’ye ait Türbede yan yana iki mezar Biri Tahir’in, öteki Zühre’nin
Hikaye, Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin, Emrah ile Selvihan, Aşık Garip ile Şah Sanem ve Yusuf ile Züleyha’da olduğu gibi hazin
Tahir olmak da ayıp değil,
Allah´a ruhunu almasi icin dua eder ve ölür.
Mezara gelen Arap kölede Zühreye asik oldugu icin kendini hancere öldürür, Padisah kizini Tahire vermedigi icin pisman olur, ama is isten gecmistir coktan.
Bir süre sonra asiklara mezar yapilir, Arap kölede basuçlarina gömülür, oradan gecenler Zührenin mezarinda beyaz bir gül fidani, Tahir´in üzerinde de bir kirmizi gül fidani görürler, Arabin mezarinda da kara bir çali bitmistir.
Her sene asiklar baltalarla o çaliyi keserler, ancak çalinin yine bittigini görürler.
Ziyaretgah olan mezari asiklar ve bagri yaniklar sürekli ziyaret ederler ...
Tahir ile Zühre, Mescidi Meram İlçesinde Form’daki Gedavet Parkında yer alır
Kitabesi günümüze gelememiştir Yapı üslubundan XIII yüzyılın sonlarında Sahip Ata’nın torunları tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır Sahip Ata’nın torunlarının yanındaki türbede gömülü olduğu düşünülse de bu konuda yeterli bir bilgiye kaynaklarda rastlanmamıştır
Yaygın bir rivayete göre ise, yandaki türbede gömülü olanlar Sahip Ata’nın torunları değil Buna göre, mescidin bitişiğindeki türbe, halk hikâyelerimizin ünlü kahramanlarından Tahir ile Zühre’ye ait Türbede yan yana iki mezar Biri Tahir’in, öteki Zühre’nin
Hikaye, Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin, Emrah ile Selvihan, Aşık Garip ile Şah Sanem ve Yusuf ile Züleyha’da olduğu gibi hazin
Tahir olmak da ayıp değil,
Zühre olmak da,
Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Bütün iş Tahir'le Zühre olabilmekte,
Yani yürekte..
Meselâ bir barikatta dövüşerek,
Meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken,
Meselâ denerken damarlarında bir serumu,
Ölmek ayıp olur mu?
Tahir olmak da ayıp değil,
Zühre olmak da,
Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Seversin dünyayı doludizgin,
Ama o bunun farkında değildir.
Ayrılmak istemezsin dünyadan
Ama o senden ayrılacak.
Yani sen elmayı seviyorsun diye
Elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık,
Yahut hiç sevmeseydi,
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?
Tahir olmak da ayıp değil,
Zühre olmak da,
Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil...
Nazım Hikmet Ran ( 1902 - 1963 )
Nazım Hikmet Ran ( 1902 - 1963 )
EmoticonEmoticon