24 Ocak 2016 Pazar

Anadolu renkleri ZAZALAR


Anadolu renkleri ZAZALAR
Zazalar, Hint-Avrupa dil ailesinin İran dillerine ait bir dil olan Zazacayı konuşan ve Türkiye'nin çoğunlukla Doğu Anadolu Bölgesi'nde yaşayan bir halk.

Dil
Zazaların dili Zazaca olmakla birlikte, Zazalar arasında çift dillilik veya çok dillilik göze çarpmaktadır. Yaşadıkları veya göç ettikleri coğrafyanın siyasi ve demografik koşullarına göre Kürtçe, Türkçe ve Arapça, gibi diller de konuşulur.

Din
Zazaların dini ağırlıklı olarak İslam'dır. Mezhep yoğunluğu ise Alevilik ve Sünniliktir.
Alevi kökenli Zazalar daha çok Tunceli, Sivas (Zara, İmranlı),Tokat (Almus, Zile), Erzincan, (Merkez, Kemah, Çayırlı, Üzümlü,Tercan), Varto, Bingöl (Yayladere, Kiğı, Yedisu), Erzurum (Hınıs, Aşkale), Gümüşhane (Şiran) ve Kars'ta ikâmet etmektedirler.
Sünni Zazalar, Bingöl, Elazığ (Arıcak, Sivrice, Maden, Palu), Siverek, Gerger, Diyarbakır, Mutki, Aksaray gibi il ve ilçelere yayılmış durumdadırlar.

Zazaların Türkiye'de ağırlıklı olarak yaşadıkları bölgeler

Zazalar; Kürtler, Beluciler, Farslar, Gilanlılar, Osetler, Afganlar/Peştunlar Lorestanlılar, Mazenderanlılar, Tacikler ve diğer İrani halklarla dil ve kültür bağlamında birçok ortak özellik paylaşırlar. Tüm bu İrani halkların dilleri birbiriyle akrabadır ve yüzlerce ortak kelime barındırırlar. Kelime kökleri büyük oranda 
aynıdır, renklerin, sayıların, bitkilerin adlandırılmasında benzer ortak kelimeler kullanılır. Kılık-kıyafet, halk masalları, gelenek-görenekler , dini inançlar, bayramlar pek çok noktada ortak özellikler taşır. Zazalar bütün İrani halklarda olduğu gibi irili ufaklı çok sayıda aşiretlere bölünmüşlerdir fakat günümüzde aşiret yapısı ve kuralları hemen hemen yok olmuş diyebiliriz. Zazalar tarihsel olarak kırsal ve feodal bir hayat sürmüşler, tarım ve hayvancılıkla uğraşmışlardır. Anadolu'da Zazalar, Kürt, Türkmen gibi halklarla sürekli büyük bir kültürel etkileşim içinde olmuşlardır.
Elazığ, Tunceli taraflarında bazı köylerde kadınlar şalvar, başlarında leçeg veya puşi, bellerine şal veya kuşak giyerler. Erkekler de takım şalvar, başlarına köşeli şapka, puşi veya desmal giyer ve bellerine de kuşak bağlarlar.
Başlıca halk dansları; Qeraçor, Devzer, Çepki, Fadiki gibi düğün oyunlarıdır. Başlıca yemekler: Babıko, bıcık, zerfet, keska, helisa, patila, pêsara, şir, bıcıka qatqatın, çhebelek, dogma gibi genelde hamur ürünü yemeklerdir.


Zazalar arasında kutlanan başlıca bayramlar ve önemli günler şunlardır :
Roşanê Remezani (Ramazan Bayramı)
Roşanê Kurbani (Kurban Bayramı)
Kormışkan bayramı (Çermik ve Siverek Yöresi, Mart ayında Nevruza denk gelir.Bahar bayramı olarak son zamanlarda diriltiliyor.)
Hawtemal bayramı (Dersim Yöresi, Mart ayında, bir tür bahar bayramı). Alevi Zazalar tarafından kutlanır.
Hawtemalo Pil (Büyük Hawtemal)
Hawtemalo Qıc (Küçük Hawtemal)
Qereçarseme :Bir bahar bayramı, yine Mart ayında kutlanır. Alevi Zazalar tarafından kutlanır.
Newê Marti : Mart dokuzu, Nevruz, 22 Mart'a denk gelir, normal Nevruz'dan bir gün sonradır.Alevi Zazalar tarafından kutlanır.
Gağand : Yeni yıl bayramı, daha çok Tunceli-Koçgiri-Varto yılbaşı olarak 13 Ocak'a yakın tarihlerde kutlanır.
Bu bayramda Rumi takvim esas alınır.
Dersim'de Alevi Zazalar tarafından kutlanır.Hristiyanların bayramını çağrıştırır. "Öncelikle bu geleneğin, bir Alevi uygulaması olup olmadığına bakalım. Gağand, eğer Alevi inancı ile ilintili bir faaliyet olsaydı tüm Alevilerde kutlanan kutsal bir faaliyet olarak karşımıza çıkardı. Sadece yüzyıllar öncesi dönemlerde, Ermeniler ile bir arada yaşayan Aleviler arasında uygulanan GAĞAND, ihtimaldir ki bir Ermeni faaliyetidir. Zaten gağandda bazı çocuk veya gençlere, külah giydirilip, sakal takılıp aksesuarlarla yaşlı şişman görünümü ile dramatize edilen ve Zaza Alevilerde KHAL KEK, Kırmanc Alevilerde KHAL KUNDUR diye ifade edilen yaşlı dede tiplemesi de Noel Baba’yı çağrıştırmaktadır. Şu soru akla gelebilir, “madem ki GAĞAND bir Ermeni geleneğidir, Aleviler neden bu geleneği benimsemiş?” (GAĞAND, Hıdır Kılınç)

Rocê Xızıri : Hızır orucu, Alevi Zazalar tarafından her yıl Şubat ayının ikinci haftasında 3 gün oruç tutulur.
Rocê İmamu : Muharrem orucu, Alevi Zazalar tarafından tutulur ve çok önemlidir.
Zazaların etnik kimliği üzerine iddialar
Eski tarihli arşiv ve belgelerde Zazalardan Kürt olarak bahsedilse de, günümüzde Zazalar'ın sınıflandırılması politik bir tartışma konusudur. Bu tartışmada çeşitli gruplar ve tezleri mevcuttur
Arap-İslam arşivleri, Osmanlı Arşivleri ve Ermeni Arşivlerinde Zazalar'dan Kürt olarak bahsedilir.[20] Evliya Çelebi Seyahatname isimli eserinde Zazalardan "Zaza Kürtleri" anlamına gelen“Ekrad-ı Zaza” şeklinde bahseder ve Zazaları diğer Kürt aşiret ve gruplarıyla birlikte anar:

1878'de Palu ve çevresi hakkında Rapor hazırlayan Ermeni Kıdemli Rahip Boğos Natanyan, Palu'da yaşayan Kürtlerin Kırmançi (Kurmanc) ve Zaza olmak üzere iki grup olduğunu belirtmiştir. Bulanık ile ilgili kısımda ise şöyle denilmektedir: "Bulanık’ta kırk altı tane Zaza Köyü var. Kırmançilerden farklı bir Kürt ırkı olan Zazalar, bin üç yüz seksen kadar haneye ve altı bin dokuz yüz kişilik nüfusa sahipler."

Mustafa Kemal, Nutuk isimli kitabında Erzincan ve Sivas'ın durumundan bahsettiği bir telgrafında bu illerde oturanların bir kısmının da "Zaza denilen Kürtlerden" olduğunu belirterek, Zazaları Kürt olarak kabul eder.

Ziya Gökalp Kürt Aşiretleri Üzerine Sosyolojik Tetkikler kitabında Kürtleri vaktiyle edebî eserlerinin tetkikiyle Kurmanc, Zaza, Soran, Gûran, Lur olmak üzere beş kavme ayırdığını ve bilhassa Gûran lisanı ile Zaza lisanının birbirine yakın olduğunu yazarak Zazaları Kürt grupları içinde kabul etmiştir

Kemal Badıllı'ya göre, "Türkiye'deki bazı Zazaların kendilerini asıl Kürt sayarak kendilerine Kırd ve kendilerinin dışında kalan Kürtlere daha doğrusu Kurmanclara da Kırdasi (Kürdümsü, Kürtçük) derler"

Terry Lynn Todd, Zazaca grameri ele aldığı kitabında Zazalar’ın kendini her yönden Kürt olarak gördüğünü belirtmektedir.

The Zaza Kurds of Turkey: A Middle Eastern Minority in a Globalised Society kitabının yazarı Prof. Mehmed S. Kaya'ya göre Zazalar bir Kürt boyudur. Kaya, Zazaların dillerine "Kürtçe" anlamında "Kırdki" dediklerini belirtir.

Diyarbakır yöresindeki Zazaların büyük çoğunluğunun kendini Kürt kabul ettiği akademisyen Serdar Yıldırım tarafından yapılan sosyolojik bir araştırma ile tespit edilmiştir.


Diyarbakir'den Emekçi Zaza Kürtleri, E.Chantre & C.Barry, 1881

Antroplog Ernest Chantre, Zazaları da içerecek biçimde Kürtler üzerine yaptığı araştırmalarda Zazaları da Kürt grupları içinde değerlendirip incelemiş ve Zazalardan "Kurde Zaza" ve "Kurdes Zazas" yani "Zaza Kürtler" şeklinde bahsetmiştir.

İngiliz etnolog ve dilbilimci R. G. Latham 1856'da Zazaca sözcükler üzerine H. Sandwith ile ortak yayınladığı çalışmada Zazaları bir Kürt grubu olarak değerlendirmiştir.

1864'te Missionary Magazine dergisinde Türkiye Kürtleri ile ilgili yayınlanan raporda Türkiye'deki Kürtlerin Zaza, Kurmanc ve Kızılbaş olmak üzere üç grup olduğu, Zaza ve Kurmancların yine kendi isimleriyle anılan dilleri konuştukları, Kızılbaşların ise bulundukları yere göre bu iki dilden birini veya bunların karışımı ile Türkçe konuştukları ifade edilmiştir.

İngiliz doğubilimci ve Kürtler üzerine çalışmaları bulunan Godfrey Rolles Driver ve Kürdolog Basile Nikitine de Zazaları Kürt grupları içinde kabul ederler.

Coğrafya profesörü Ellsworth Huntington Fırat Nehri ile ilgili gezi ve gözlemlerine dayanan 1902 tarihli bilimsel makalesinde ve İngiliz yüzbaşı L. Molyneux-Seel, Dersim'de iki ay süren ayrıntılı gezisini anlattığı 1914 tarihli makalesinde Zazaları ve "Kızılbaş" olarak belirttikleri Dersim Alevilerini Kürt gruplarından sayarlar.

Mark Sykes, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Kürt aşiretlerini ele aldığı ayrıntılı çalışmasında Zazaları ve Zaza aşiret ve kabilelerini Kürd grupları içinde sınıflandırır.

Rus doğubilimci Vladimir Feodoroviç Minorskiy Zazaları, kürt grupları arasında göstermez ve Zazaların soyunu Deylemlilerle özleştirir.

David.N.Mackenzie, Zazalar’in İran Hazar’ından gelerek, Kürtlerin yerleşik olduğu bölgenin batısına, yani şimdi yerleşik oldukları bölgeye risksiz geçmiş olmaları olasılığının zayıf olduğuna işaret ederek, başka bir varsayımı ele almak gerektiğini vurgulamaktadır. Onun varsayımı, Zazaların bugün Kürdistan’ın kalbi olarak kabul edilen yerde, yani Van gölünün güney ve batısındaki topraklarda yaşadıkları ve kendilerinin ilerleyen Kürtlerce batıya gitmeye zorlandıkları varsayımıdır.

W.B.Lockwood Überblick über die indogermanischen Sprachen adlı eserinde Kuzey-Batı diyalektlerinin iki tanesi bugün o eski bölgelerinin dışında varlıklarını sürdürmektedirler: “Goranca ve Zazaca.” Doğu Türkiye’de Kürtler arasında küçük topluluklar halinde yaşayan Zazalar, Hazar Denizi’nin güney kıyılarındaki Deylem den göçenlerin devamıdırlar ve bunların bir bölümü atalarının dilini günümüze kadar koruyabilmişlerdir.Kendileri bu dile Dimli demektedirler.

Bu yorumlarda Zazaların tarihi ve etnisitesi üzerinde özel bir araştırma ve bilgiye dayanılmaış genel olarak dillerinin diğer Kürt dil ve lehçelerine oranla olan farklılığından yola çıkılarak bir sonuca varılmaya çalışılmıştır.

Peter Alford Andrews, Türkiye’de Etnik Gruplar adlı çalışmasında Zazaları; Alevi Zaza ve Sünni Zaza olarak ayırmakta ve Kürtler'den ayrı bir etnik grup olarak değerlendirmektedir. Etnolog İngvar Savnberg ise Türkiyeli göçmenlerin etnik ve sosyo-kültürel gelişimini incelediği kitabında Zazaların kendilerini Kürd olarak tanımladığını ifade eder.Antroplog dilbilimci Dr. Orville Boyd Jenkins de zazaları Kürt grupları içinde sınıflandırır.

Bazı Türk milliyetçileri Zazaların Türk asıllı olduğunu iddia edegelmişlerdir. Bunlardan Hasan Reşit Tankut Zazaların Türk asıllı olduğunu Zaza kelimesinin eski Türkçe de “sak” tas kelimesinden geldiğini ve Zazaların taşlık bölgelerde yasadığı için böyle denildiğini ifade etmektedir.Vartolu Alevi Zaza Şerif Fırat, Zazaların Arap istilası döneminde İranı terk ettiklerini ve zaman içinde Türkçe olan dillerini unuttuklarını belirtmiştir.

İranolojide Zazacayı başlı başına bir dil olarak kabul eden ilk dilbilimci Karl Hadank'tır.
Hadank bunu iranolog Oskar Mann'ın yarıda bıraktığı çalışmalarını ilerleterek sürdürdüğü Die Mundarten der Zâzâ adlı eserinde dile getirmiştir.
Oskar Mann’dan önce ise Peter Lerch (1856-57),Friedrich Müller (1864),Albert van Le Coq (1901-03) gibi araştırmacı ve dilbilimciler eserlerinde Zazaca hakkında folklorik yazın derleyip kısmen analiz de etmişlerdir. Bu yazarlar Zazalardan Kürt, Zazacadan da "Kürtçe'nin bir lehçesi" olarak bahsetmişlerdir.

Zazaların başlı başına bir halk veya Kürt olup olmadığı konusunda dilbilim temelli tariflerde tartışmalar devam etmektedir. Hemfikir olunan nokta, Zazaca ve Kürt dillerinin, Hint-Avrupa dil ailesinin İrani diller gurubun Kuzey-Batı koluna dahil olduklarıdır. Zazaca’nın diğer akraba olduğu diller arasında Talişi, Mazenderani, Semnani, Gileki, Tati sayılabilir. Farsça ise güneybatı İrani dillerdendir. Gramer ve kimi önemli sözcükler açısından Kürt lehçeleri Zazaca’ya yakın olup, Kuzey-İran’da Hazar Denizi kıyısında konuşulan dillerle de belli bir yakınlık mevcuttur.

Kaynak;vikipedia

Not bu paylasima içerigine itiraz ve ekleme yapmak isteyenler görüslerini yorumlar kisimlarind belirtebilirler bunlari dikkate alip paylasimda tekrar bir düzenleme yapabiliriz.saygilarinsan
https://www.facebook.com/insan-1619324298340133/


insan
https://www.facebook.com/insan-1619324298340133/


EmoticonEmoticon